Palabıyık Köyü Web Sitesi

Kemal ÖZGÜR şiirleri

PALABIYIK DESTANI                                  

 

Bazen hayalimden gelip geçiyor

Ne adamlar gördün palabıyık sen

Vadesini tekmil eden göçüyor

Ne adamlar gördün sen

 

Ünü kör dedeymiş palaymiş sanı

Katar-katar dere mal davar gani

Köyün temelini atanmış yani

Ne adamlar gördün palabıyık sen

 

Bu yöreye kervanlarla gelmişler

Gelinleri ölmüş burada kalmışlar

Yerleşik düzende karar kılmışlar

Ne adamlar gördün palabıyık sen

 

Cibır-i göcen-i komşu getirmis

Birer evde onlar yapıp oturmuş

Zaman ne getirmiş neler götürmüş

Ne adamlar gördün palabıyık sen

  

 

Bizim sülaleden mizam derlermiş

Tam 18 sene askerlik görmüş

Bir tosya kuşağına beş tarla vermiş

Ne adamlar gördün palabıyık sen

 

Sevket ağa ağalığıyla sayıldı

Namı Edirneden Kars'a duyuldu

Cömertliği tüm cihana yayıldı

Ne adamlar gördün palabıyık sen

 

Bir yunaklık vardı tüm köye hamam

Köyün hocasıydı inginin imam

Kur-an-ı ezbere okurdu tamam

Ne adamlar gördün palabıyık sen

 

Hopa ağa, yaaaa!.. deyince alandan

Sesi duyulurdu doruk belandan

Ekiz Ali hoslanmazdı yalandan

Ne adamlar gördün palabıyık sen

  

 

Bir zaman pehlivan hükmetmiş çağa

Elinden düşmezdi içki bardağa

Sevket agaya yardakçıydı seto ağa

Ne adamlar gördün palabıyık sen

 

İşte bitti metdahliğa yeterdi

Kırpıntının oğlu kültür satardı

Çil Ali içince nara atardı

Ne adamlar gördün palabıyık sen

 

Budak Hasan rakı çeker içerdi

Koca Bekir kıyak tırpan biçerdi

Antik Cemde kanatlanır uçardı

Ne adamlar gördün palabıyık sen

 

Çifte öksürürdü tütünden felek

Herseye gülerdi enzelin salak

Çoğumuzun ebesiydi kel balak

Ne adamlar gördün palabıyık sen

 

Çoğumuz o köyde kazık çakmadık

Ağacını kestik fidan dikmedik

Şeytan Bektaş boz koymadı sökmedik

Ne adamlar gördün palabıyık sen

Gerci Haci kagda geri kalmadi

Bu gidişe bir dur diyen olmadı

Yanığın oğlu epey zaman ölmedi

Ne adamlar gördün palabıyık sen

 

Kimi harmancıydı kimi yarıcı

Köyün kiziriydi morinin hıcı

Ölüleri güldürürdü kağnıcı

Ne adamlar gördün palabıyık sen

 

Dünürcüler basıydı kel Fatma

Sevdinin deli gızı heseba katma

Miyase çavuşu yabana atma

Ne adamlar gördün palabiyık sen

 

Kel Hüseyinin atlarının yüzleri

Zabınlıktan cırbıtlerdı gözleri

İki kemik sürerlerdi özleri

Ne adamlar gördün palabıyık sen

 

Kimi akrabaydı kimisi hısım

Biraz sınırcıydı abızaan Kasım

Bu yüzden çoğuyla olurdu hasım

Ne adamlar gördün palabıyık sen

 

Baya oldu kim ne nasıl yasamış

Biraz erken gitti Elvanın dımış

Fıkra gibi adamdı kör Memiş

Ne adamlar gördün palabıyık sen

 

Döşüuğru biraz hızlı yasardı

Alicik zenginim sanar sişerdi

Bizim kelle Bekteş düven biçerdi

Ne adamlar gördün palabıyık sen

 

Enzel takılırdı fazlı fakıra

Mınık mal satardı Diyarbakır’a

Küntü çalar getirirdi çakıra

Ne adamlar gördün palabıyık sen

 

İmbik kurarlardı sanki bir yayık

Bir rakı çekerdi ağzına layık

Kimi sarhos gezdi kimisi ayık

Ne adamlar gördün palabıyık sen

 

Deloğlanın yeri oldu bir talam

Eksilmezdi toyun oğlunda yalan

Gün aşırı sabahçıydı köroğlan

Ne adamlar gördün palabıyık sen

 

Zeynel emmim vardı kopuk mu kopuk

Çamurda gezinse ıslanmaz topuk

Her kafa çiprali cücük deliapık

Ne adamlar gördün palabıyık sen

 

Yollar kapanınca karın yüzünden

Sipa Hasanın gidilmezdi izinden

Zabın Ali rahatsızdı gözünden

Ne adamlar gördün palabıyık sen

 

Kirmanın mıstığın yamandi fembi

Sohbet erbabıydı Mehmet efendi

Hasım hoca dürüstlük de tekdendi

Ne adamlar gördün palabıyık sen

 

Teknekci dedirtti biri adına

Biraz meraklıydı dişi buduna

Balyozla giderdi dağa oduna

Ne adamlar gördün palabıyık sen

 

Sarının Ali’nin kurduğu mazi

Oynamadan getirirdi beş yazı

İbraamağanın çekilmiyordu nazı

Ne adamlar gördün palabıyık sen

 

Şu kırık Velinin sessiz halinden

Şükür Allah tutturmadı salından

Öküzleri ne çekerdi elinden

Ne adamlar gördün palabıyık sen

 

Çakal oğlu koca köyün gülüydü

Kara Üseyin bir bahçe bülbülüydü

Hasbek yarı akıllı yarı deliydi

Ne adamlar gördün palabıyık sen

 

Kara Mistik güya oda yakardı

Poposunu baş köşeye çakardı

Bir yanada ağrı sülük ıkardı

Ne adamlar gördün palabıyık sen

 

Çatal Mıstığın değişince bestesi

Çataldan sıyrıldı atı destesi

Ton Aliydi taş duvarın hastası

Ne adamlar gördün palabıyık sen

 

Unutmadik seytan Ibigi filigi

Arayerde saati.deli Sülügü

Zantırkanın körelmezdi külüğü

Ne adamlar gördün palabıyık sen

 

Hele Hüsem dedeyinen kör efem

Besmelesiz gitmezlerdi kenefe

Terzi Veli hiç gelmezdi blöfe

Ne adamlar gördün palabıyık sen

 

Kürt Mehmetin işi koyun güderdi

Çöpce bitme aynı yolda giderdi

Kuytu çok içince bardağını yerdi

Ne adamlar gördün palabıyık sen

 

Ürkek Ahmet ozanıdı bir zaman

İrticalen yazar idi bir zaman

Senaryolar düzen idi bir zaman

Ne adamlar gördün palabıyık sen

 

Göbel Zeynelin o ender teziynen

Ekmek kızartırdı saman közüynen

Kurt hamza da gitti kırık sazıynan

Ne adamlar gördün palabıyık sen

                              

Kısda mahsur iken evladı adem

Köyün radyosuydu ağdağlı dedem

Halk haber beklerdi dem bedem

Ne adamlar gördün palabıyık sen

 

Haroşun gözünden herkez sızardı

Lomen medyum gibi maval düzerdi

Topal Kamil sanki tarih yazardı

Ne adamlar gördün palabiyik sen

 

Harmancı dururdu aşık birine

Harmancı tutardı kendi yerine

Felek onu da düsürdü toruna

Ne adamlar gördün palabıyık sen

 

Musa baba vardı köyün babasi

Boşunaymış şu selimen çabası

Kes-i bile bulamazdi sobası

Ne adamlar gördün palabıyık sen

 

Topal Halil mehellemlerin başı

Kara Ali hiç sevmezdi galleş-i

Havuş'un Ismailin yenir aşı

Ne adamlar gördün palabıyık sen

 

Hasankanin Üsük karaAli dadik

Gög Kazim kocoglu kiynak bit abik

Kör Sülük gög Mistik Seydi gög Ibik

Ne adamlar gördün palabiyik sen

 

Sapırda emmim kili kırka yarardı

Bir darının hesabini arardı

Kanlı Mıstık güzel kağnı kurardı

Ne adamlar gördün palabıyık sen

 

Topçuk emmim vardı kıssadan hisse

Yokluktan bir tek gün görmedi köse

Kör Etem giderdi yolda tırışa

Ne adamlar gördün palabiyık sen

 

Su İğinnin Arif çok can yakardı

Sinsi-sinsi köy içinde çıkardı

Koca köyü birbirine takardı

Ne adamlar gördün palabıyık sen

 

Ferit ağa dostlar alalım derdi

Alalımda adam olalım derdi

Muhabbeti kamil kılalım derdi

Ne adamlar gördün palabıyık sen

 

Kara Mahmut kara Ali gö Osman

Etne Halil İbik kavgasına tısman

Saya-saya bende bitti plasman

Ne adamlar gördün palabıyık sen

 

Duduşun oğlu konuşmazdı gülmezdi

Bizim deli İmam küfür bilmezdi

Cin Sadık kimseye boyun eğmezdi

Ne adamlar gördün Palabıyık sen

 

Menekşe çollu Üsük uzun

İbiş de zurnaya dalardı güzün

Kör İsmail telsiz çalardı sazın

Ne adamlar gördün palabıyık sen

 

Kel Üsük çolluydu benzi solgundu

Kanbur Hasan hastalıklı algındı

Vahidenin Halil gayet olgundu

Ne adamlar gördün Palabıyık sen

 

Günpür parmak öyle kıs-kıs gülerdi

Günpür parmağıyla burnun silerdi

Artanını pantoluna çalardı

Ne adamlar gördün Palabıyik sen

 

Kamilin İbiğin tatlıydi dili

ALLAH rahmet etsin doğruydu yolu

Öpülesi Dıvrak Sadiğın eli

Ne adamlar gördün Palabıyık sen

 

Kör Hacıda yalan dolan bilmezdi

Vız vız Ali ipe sapa gelmezdi

Ahraz emmim geç vakit-e kalmazdı

Ne adamlar gördün Palabıyık sen

 

Sarı Üseyinin Veli defter kaplardı

Ezan okur taştan taşa hoplardı

Hacasanın Ali mantar toplardı

Ne adamlar gördün Palabıyık sen

 

KEMAL derki eskileri ararım

Gece gündüz hayalini kurarım

Bir gün bu listeye bende girerim

Ne adamlar gördün palabıyık sen   
23 haziran 2008 kemal özgür cefai ve kurtoğlunun Mahsuni şerif parkındaki atışması
hitit fuar festivali etkinlikeri
kemal özgür
   
aşık olmuş çıkmış bunlar karşıma
Biri lokum biri muza benziyor
Tipleride hiç gitmiyor hoşuma
Biri yaban biri yoza benziyor
cefai
biri çarpık basar biri düz ayak
Biri tımar ister birisi dayak
Biri ayak bilmez birisi uyak
Birisi akortsuz saza benziyor
kurtoğlu
birisi atıyor birisi tutuy
Biri ık demeden suya yatıyor
Birinin suratı turşu satıyor
Biri evde kalık kıza benziyor
kemal özgür
birisi gezemez çarığı tilik
Birisi yüzemez teknesi delik
Biri mısır sever birisi balık
Biri gürcü biri laza benziyor
cefai
birisinin farkı yoktur odundan
Biri hiç bıkmadı kızdan karıdan
İkiside yarılıyor tadından
Bal üstüne yenen tuza benziyor
kurtoğlu
biri galas gibi biri yonuk
Birisi yalancı biri tanık
Biri saf geçinir biri uyanık
Biri tilki biri bize benziyor
kemal özgür
biri yükü görse çamura çöker
Birisi katarın önünü çeker
Birisi gözünü arpaya diker
Biri kara biri boza benziyor
cefai
birisi görgüsüz birisi hödük
Biri sazı bilmez çaldığı düdük
Birisi takma diş birisi gedik
Ne desen kızarmaz yüze benziyor
kurtoğlu
biri ümmi gezer geçinir veli
Biri tepişirken düşürmüş nalı
Birisi zeneirli biri zırdeli
Biri culuk biri kaza benziyor
kemal özgür
birisi bulanır birisi gürler
Biri kıybet eder birisi horlar
Biri ho demeden zelveye zorlar
Biri bizim sarı öküze benziyor
cefai
biri kavak gibi birisi kısa
Birisi kıllıdır birisi köse
Birisi pek düşkün boyaya süse
Biri kırk yamalı beze benziyor
kurtoğlu
boşa çalışırlar hep harıl harıl
İster bana gücen ister darıl
Biri öyek akar birisi mırıl
Biri pöhrek biri büze benziyor
kemal özgür
kemal der birisi yaylada yonca
İkiside birbirinden narince
Biri kır çiçeği birisi gonca
Biri bahar biri yaza benziyor
cefai  
kurtoğlu
kurtoğluyum ikiside sperim
Bakman atışırken kopar terim
Ben onların yüreğinden öperim
Biri saza biri söze benziyor
28.07.2008 mahsuni şerif parkı çorum hitit fuar festivali etkinlikleri
ÇAM DEDE

Sevgisiz kainat rahmetsiz olur
Gönül deryasına daldın Çam dede
Bu celal ihtişam nerden gelir
Mührü Süleyman'danmı aldın Çam çam dede

Ululuğna hiç şüphe yok ulusun
Nerde doğdun hangi toplum ulusun
Selçuklulardan mısın Osmanll mısın
Buraları nasıl buldun Çam dede

Yedi asır tarihin var yaşın var
Yüzyıllara meydan okur başın var
Ne dostun var ne ahbabın eşin var
Issız bir sahrada kaldın Çam dede

Söyle kaç susuza bade doldurdun
Kaç boynu büküğün yüzün güldürdün
Sigil illetini senmi kaldırdın
Niçe derde deva kaldın Çam dede

Dalında sallandık gölgende yattık
Dibinde dostlarla muhabbet ettik
Gamı kasavetibir yana attık
Bizimle oynayıp güldün Çam dede

Ne makamda ne unvanda gözün var
Ne klleşsin ne riyâkâr yüzün var
Battal gaziden kalmış izin var
Bu unvanıkimden aldın Çam dede

Koğ gıybet bilmezsin yalan bilmezsin
Hilebaz degilsin dolan bilmezsin
Düzen yağma çapul talan bilmezsin
Ulu pirden ögütmü aldın Çam dede

Bşın dimdik onurunla yaşarsın
Bu ömrüne kendin bile şaşarsın
Rüzgarla kükrersin aşkla çoşarsın
Başımıza serdar oldun Çam dede

Kemal olmuş senin hüznün zarısı
Peteksiz kovanın kalmaz arısı
İnsaf degilmi imanın yarısı
Kaç baltaya karşı geldin Çam dede

KEMAL ÖZGÜR

 

KÖY OLMAZ

gönül gurbet ağır gelir dön gayri
elin yurdu mekan olmaz köy olmaz
yorganına göre uzan sen gayrı
bir cıbırdan ağa olmaz bey olmaz

bahar gelir dağda tipi üşenir
lale sümbül mor menekşe döşenir
yiğit ata biner kılıç kuşanır
korkaklarda mızrak olmaz yay olmaz

bil alim olanın ilimi vardır
mazluma zulm etmek yiğide ardır
götürde derdini tabibe sardır
üfürükle azgın yara iyi olmaz

bir kahvede vardır kırk yıllık hatır
irfan meclisinde kamilce otur
eğer söz verdiysen yerine getir
mert kişide türlü türlü huy olmaz

aşıklar posta der telli turnaya
kim itibar eder susuz kurnaya
keman sesi veremessin zurnaya
karga bülbül olmaz baykuş toy olmaz

bu ne gizli sırdır nede muamma
her cins atasından geçer yaşama
her kısrak katır doğurur ama
bir eşşekten asla yaman tay olmaz

kemal derki aman işine alış
zarar eylediysen dönmeye çalış
başına gelene var sende danış
yitik bulunursa emek zay olmaz

KEMAL ÖZGÜR 
GARDAŞ
şansmı talihmidir bilemiyorum
kader benim ile gelmedi gardaş
nedense el gibi olamıyorum
isteğim yerini bulmadı gardaş
ne iş varsa hepsini denedim
baykuş gibi viraneye tünedim
birde aşıklığı sınayım dedim
o iştende yüzüm gülmedi gardaş
bulabilsem yine razıyım aza
konserlerde kaldı gelecek yaza
seksen milyon verdim şu kötü saza
beş kuruşu nasip olmadı gardaş
tacir oldu bela oldu ihtisap
alışverişlerde tutmadı hesap
nasip dağıdırken comardı kasap
sıra bana geldi kalmadı gardaş
tertemiz denizde batağa çattım
yüze çıkamadım hep dibe battım
hastalandım evde aylarca yattım
hiç kimse kapımı çalmadı gardaş
birtek kuruş atamadım küpüme
arsa aldım el koydular tapuma
borç alına icra geldi kapıma
şu garip halimi bilmedi gardaş
yüzsüzleştim artık yüzüm pek oldu
üreten yok tüketene ek oldu
geçimimde babam bile yük oldu
yüz yaşını geçti ölmedi gardaş
kemal derki geçim iyice zorlaştı
enflasyon yokluk ile birleşti
inek aldım memeleri körleşti
bir türlü sütünü salmadı gardaş
KEMAL ÖZGÜR

YANAKLARI AL OLMALI

gönül bir güzel sevince
güzel biraz el olmalı
zülüf gerdanı dövünce
yanakları al olmalı

gamzasinde gül açmalı
kokusu misler saçmalı
insan kendisinden geçmeli
leblerinde bal olmalı

fistan yakışmalı boya
dili naz vermeli huya
sarılınca doya doya
ince kıvrak bel olmalı

güzel beni etmez merak
yaşım geçmiş solmuş irenk
sevmek benim neme gerek
gönüldeki sel olmalı

kemal niçin gülmüyorsun
ne yaptığın bilmiyorsun
ipe sapa gelmiyorsun
seni seven deli olmalı
 
  

 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol