Palabıyık köyülüleri 1908 yılına kadar karaağaç köyüne gidip gelerek ibadet etmekte idiler köyümüzdeki hane sayısı kara ağacın sayısını geçince cami yetersiz kalmaya başladı karaağaç köylüleri kos koca ağa tüm köylüyü peşine takıp buraya geliyo gibi lafların duyumu üzerine o an köyde bulunan aşiretler bir cami yaptırmaya karar veririler cami işi için rum bir ustaya giderler ustayla anlaşırlar rum asıllı usta ozamanın parası ile ucuz bi fiyatı kabul eder ve işe başlar önce iskeleyi kurar sonra duvarlarını örmeye başlar bitiş yılı 1908 dir lakin ne zaman başladığı konusunda bir bilgiye ulaşılamamıştır camiye bitiren rum elmalı köyü mevkinden ayrılmakta iken önü kesilir ve camiden kazandığı para soyulur

İLK FİDAN ARMUT DEDE
Köyümüzden oruçoğlu bahçesine dikmek için bir fidan getirir ve kapısının önüne diker burada bir süre duran bu armut ağacı kurumaya yüz tutar bunu gören göcenoğlu ona fidanın kuruyacağını söyler ikna eder alır ve kendi kapısına diker bu fidan köy içine dikilen orda ilk yetişen meyve ağacıdır ve kış armududur halen ayakta olan bu ağaca armut dede adı verilmiştir